Evet, kırmadım…
• Mayomu denizin ortasında çıkarıp sallamadım mesela
• Biz top oynarken hergün cama çıkıp ‘defolun lannn’ diye bağıran adamın lastiğini patlatmayı çok isteyip patlatamadım ödleklikten
• Kolsuz atlet giyemedim 18’imden sonra utandığımdan kıllarımdan
• Pronansieyşını hep pronançieyşın diye söyledim ben
• Annem ‘ölümü gör’ dediği halde kapuskadan bi çatal bile yemedim
• Zınk diye açılan otomatik kalemkutusu yerine tahtadan üstünden elle çekilen kalem kutum oldu benim
• Herkes içiyo diye sevmediğim halde yıllarca bok gibi cinmenta içtim ben
• Issız adamı hala izlemedim ağlarım salya sümük diye
• Bi tarafı kırmızı bi tarafı lacivert kalemimi hiç çok sivri kullanamadım açıp da bitmesin diye
• Çatapatı duvara sürttürüp çok yaktım ama torpili hiç ben ateşlemedim
• O kazaklarımın arkasında sakladığım VHS kasetten mahalledeki arkadaşlarıma hiç söz etmedim ben
• Babamın işleri zor durumdayken istediğim kırmızı american eagle’ın parasını verdiğinde sarılıp teşekkür etmedim ben yeterince
• Dersanede kokmıyim diye o büfedeki çamur lahmacunlardan hiç yiyemedim
• Pikabın iğnesi kırılır diye plağı elimle ileri geri cıcivicıcıvi ses çıkartamadım bi kere bile
• Famecity’de sadece 1 parça doldurdum kasede
• Babanemin mezarına hiç gitmedim çocukken
• Kokulu silgiyi baklava gibi yememek için hep zor tuttum kendimi
• Orta birde o uzun kirpikli kıza merhaba bile diyemedim kalbim yerinden çıkarken
• Bi çuval fanta, shweppes, ankara gazozu, elvan, pepsi, kzıılay sodası kapağı toplayıp kömürlükte sakladım yıllarca
• Pamukta yetiştirdiğim çük kadar fasulyeyi kırdı diye ablamla konuşmadım bi hafta
• Ama apartmanın on ziline birden yukardan aşağıya piyano gibi basarak arkama bakmadan kaçtım çokça
• Leğenle 5 saat falan kaydım Fatih’te o dik yokuştan
• Çokomel kutusuyla sinek yakaladım bizim apartmanın o mermer duvarlarında
• Bi keresinde 50 misket birden ütülüp 2 saat ağlayıp evden kaçtım
• Evdeki eski gazeteleri bakkala, inşaattan topladığım demirleri eskiciye sattım çok
• Eksi vericem diyen öğretmeni dinlemeyip tüm defterlerime kenar süsü yaptım
• Gözümü kısarak Cine5 seyrettim bisürü
• Pazarda su sattım, kulağıma kirazdan küpe yaptım, ananem yün çilesini yumak haline getircek diye kollar havada 1 saat kaskatı kaldım.
Şu anda hiçbirini yapamam ben. Camı kırmaya g.tüm yemez. Sinek var da çokomel kutusu yok ki artık kabı plastikten. Dönsem o günlere, sanırım ilk annemin uzattığı kapuskayı yerdim ben, hem de 2 tabak. Anneciğin yüzü azıcık, birazcık daha fazla gülsün diye.
ben de hiç kola şişesine mentos atmadım ama çok istiyorum. hep istedim ama olmadı hiç, bir gün böyle bir aktivite yapsak olmaz mı ki? bence çok eğlenceli olabilir 🙂
Nasıl birisiniz çok merak ediyorum bizim neslin düşüncelerini nasıl hatırlıyorsunuz
Dedemlerın Yıldıztabya’dan Alıbeykoy’e ınen bayırda bulunan ”eskı gocmen gecekondu” mahallesıne donmek ısterdım cok zamanlar .. Artık fıkrım degıstı ,25 mart gecesı Babacıgımın cınayete kurban gıttıgı ve sıkıntıdan patladıgım geceye donsem yeter :(:(
Ya bişey diyecem… O sinek yakalanan kutu çokomel değil de eti puf kutusuydu sanki??? (la illa bi bk atıcam ya… Neyse 10 numara yazmışsın…)
Yaaa onu hatırlayamadım. Eti puf da vardı. Ama ben çokomel yerdim. Sanki onun da öyleydi. Ama olabilir bak 🙂
Ben de en cok mahalledeki o kucucuk bakkala gizlice kosup, ustu kopuk kaymakli leblebi tozu almayi sonra da kimse gormeden yemeyi ozledim:)
Artik sinek de yok ki, soykirima ugradilar artik buyuk sehirlerde
Kucukken gazoardan en cok elvani severdim ne guzel aromasi vardi:)
Offf dagittin yine bizi Yusuf:(
Harika olmus;)
süppersinnn gözlerimi doldu…gönlüne,kalemine sağlık…
Kola ya para yetmediği için yerel beyaz gazozuna saatlerce bitmeyen hep uzatılan mahalle maçlarını özlerim..bir de maç sonrası hepimizi dükkanından kovup gazozları kaldırıma oturursak veren Bakkal Bilal Abiyi
Yusuf süpersin.. çok hoşuma gitti. Mahalleden gecen muhallebici vardi. Yasli bir amcaydi muhallebi satardi kucucuk kasigi vardi. Bitmesin diye cok yavas yerdim.:)
fizy mood ihtiyar delikanlılar, eşliğinde okuyuyunca daha bi duygu yüklü oldu 🙂 cok sahane
Yazıyı okuyunca aklıma geldi.. Turkcellde çalıştığım dönem, tüm şirket o bildik çok bilmiş tavırları ve yüksek topuklarıyla haliç kongre merkezinde.. şirketin sosyal sorumluluk yanından bahsediyorsunuz, görme yetisi olmayan çocuklarlarla birlikte bisiklet etkinliği yapmışsınız ve bisikletle hızla giderken bir çocuk hayatında ilk defa rüzgarı bu kadar hissettiğini söylemiş.. Bu olay üzerine çok düşündüm ve çokça da düşünürüm hala.. Rüzgar ne kadar kıymetli bir sıradan..
Cam kırmakta öyle..yazınızı okunca da bunu dedim iyi ki kırmışım.
Bu arada lahana dolmasına ölürüm kapuska da ondan arda kalanlar olsada gerçekten çok güzel 🙂
Son cümlen için hala geç kalmış sayılmazsın ki.. 🙂
Biz sarkoy de baska neleer yaptik 🙂
Gençliğim geldi aklıma…Cokomel alışım, leblebi tizu, ufak posetteki kolonyalar…Teşekkürler Yusuf o güzel günleri hatirlattigin yüzümde gülümseme yarattığın için.Birde Avşa’da grup şurubu hatırladım:-)